21 Şub 2017 - Yazılar    Yorum Yok

Seçimini Yap!

« »

Seçimini Yap! : Kısıtlanmış Adam mı? Hayalinin Adamı mı?

 

Kısıtlanmış adam sistemin kölesi olmuş bir şekilde uyanır ve güne başlar. Sabah işine gider, akşam evine döner. Sekiz buçuk – yedi mesaisini yapar ve dönüş yoluna geçer. Haftasonu iş durumuna göre vardır veya yoktur. Haftasonu hesapları yapar, dışarıda ufak bir etkinlik veya sevdiği kadınla değişik ve huzur dolu bir gün. Bütçe hesapları yapar ve bu durum bir parçada olsa özgür olduğu hissini daha da daraltır. Fatura hesapları, geçim derdi, hastalık, o, şu, bu derken kısa bir aydınlanma yaşayıp; kısıtlanmış yaşıyoruz gibi der ve başa sarar tüm filmi…

Kısıtlanmış adam içinden düşünür;
Böyle biraz daha nefes alabileceğimiz bir ortam olsa ya,
Her şey para mı diyorum?
Hayır değil tabi ki de!
Ama sistem ve içindekiler; Bana her gün bunun koca bir yalan olduğunu söylüyorlar…
Aç gözleri ile tabi ki her şey para diyorlar, taparcasına…

*Sistemin dişlisi olmaktan vazgeçip, kendi dilediğini yapan çok insan var.

*Mesela sen nasıl bir şey istiyorsun?
– Avrupayı bisikletle gezip, kitap toplayıp, pazar artıklarından ve çöplerden beslenen çift de var.
– Dünyayı bisikletle gezen Gürkan’da.
– Dünya’nın birçok yerinde çiftliklerde karın tokluğuna gönüllü çalışanlar da .

Yani?
– Mesela, fırından ekmek almak istemiyor musun? Evinde kendin ekmek yaparsın.
– Ya da gdolu bunlar deyip, topraktan buğday yetiştirmeye başlarsın.

– Sadece iş ortamıyla mı alakalı yoksa…?, Yani bunaldığın için mi çıkış yolu arıyorsun?

Hayır! Mesele bunların hepsi. Bütün bunları yapmak yine o meşhur kağıt parçasına bakıyor ve onu zamanı geldiğinde vermen gereken yerler varsa eğer, bu söylediklerini yapmak imkansız. Nasıl olur da temiz bir sayfa açabilirsin ki? Zaten bataklık seni çektikçe çekiyor. Ekonomik anlamda olan kısmını boş ver, seni senden çalıyor. Zamanını çalıyor. Yaşam enerjini emiyor. Hatta zorlarsa mutluluğuna gölge bile düşürebiliyor.

– Senin çalıştığın iş başkasının hayali, amacı. Senin hayalin bu olmadığı için sana kayıp geliyor. Kendi tasarladığın planlar böyle gelmeyecek.

İyi ama plan yapacak ekonomik özgürlükte yok…

– Diyelim ki, borçlarını kapattın ve sadece ödemen gereken faturalar var…
– Ne yapardın? Yeni bir araba için birikim?
– Hazır boşken biraz eğlence/tatil?
– Yada risk daha az diye girişim (işten ayrılma) ?

Biraz tatil yapıp kafa dinlemek isterdim ama bunun sadece hazır parayı bitirmek olacağını bildiğimden, yeni bir girişim seçeneğinin daha doğru olacağını düşünürdüm.

– İnsanlık bu düzeni kendisi yarattı. Düşünsene, avcı bir toplumda yaşıyorsun ve her gün av peşinde tabanların şişiyor. Bazen hayatını tehlikeye atıyorsun. Bazen yakalayamıyorsun. O avcının en büyük hayali eminim süpermarket tarzı bir şey olsa da etler hazır dizilse, girsek takas karşılığında onları alsak olurdu.
– Önce düzeni kuruyoruz sonra bu düzenden sıkılıyoruz.
– Senin yapı itibariyle kafayı dinlemek gibi bir olayın yok.
– Bunu yapabileceğini pek düşünmüyorum.
– Çünkü sürekli kendini sorgular vaziyettesin.
– Her gün ama her gün farklı bir şeyle geliyorsun.

Bunun sebebi, ileride yaşayabileceğim olumsuzlukları önceden görüp, bunlara karşı bir önlem alma çabası…

– Aslında özü belli. İçinde doldurulmamış hedef ve amaçlar var. Her gün farklı yöntemle kendini tamamlamaya uğraşıyorsun.
– Boş kaldığın gün, çıldırırsın diye tahmin ediyorum.

Bir şeyler üretemezsem hazır kaynağın bir sonunun olduğunu biliyorum.

– Deli gibi tüketmiyoruz !
– Neyden kısmamız gerekiyorsa kısalım.
– Merak etme kaynaklar çoğalacaktır.
– Bugünün gündem maddesi de bu demek ki.
– Sistemin kölesi olmaktan bahsedersen hazır kaynaklara döndük.
– Hazır kaynakları çoğaltmak ve bitmeyen hazır kaynaklara ulaşmak için ne yapabiliriz?
– Sakin bir yere yerleşsek, bir Kafe açsak, yine içinde hep boşluk olacak.

Neden?

– İçinde bir tatminsizlik, mükemmeliyetçililik var.
– Bu sefer sana basit gelecek. Her gün o kafenin başka yeriyle ilgileneceksin. Yetmeyecek!
– Hani aynı köyde ömür tüketenler var ya onlar gibi olamazsın. Sen sürekli değişim içinde olmak istiyorsun.
– Ama değişime karşı içten içe korkuyorsun ve cesaret edemiyorsun.
– O yüzden hala aynı köydesin

İşte bu noktada yanılıyorsun, ekonomik güç yok, borç var özeti bu!
Bu da hareketlerimi kısıtlıyor. Ne bir haftasonu planlayabiliriyorum. Ne bir sosyal aktivite. Ne de başka birşey.
Ayrıca ben bir kafe de yapabilirim gayet rahatlıkla. Hele birde kendi kafemse…

Bir gün ses sistemi yaparım. Öbürsü gün ışıklandırmasını, diğer gün ısıtmasını, yerde ki taşları, dekorasyonunu, boyasını, giriş kapısını, kıralan sandelyesini, akan çatısını, bozulan uydu yayınını, muhasebe programını, hesap kitabını ve alacak verecek hesabını, kapısının kenarına bisiklet park alanını, her ayın ikinci haftasında kafede çekiliş yaparım.

– Ooo epey tadilat yaptın sende!

Kazanana 2 gün sınırsız çay veya ayvalık tostu bedava ufak süprizler ile müşterilerimi mutlu ederdim.
Sonra 2-3 tane elektrikli bisiklet alırdım onları kiralardım. İlerleyen zamanda mekanın durumuna göre karmakarışık bir durum gözükmeyecekse; yani o cici görünümü bozulmayacaksa, bir köşeye playstation bile konulabilir.

Kafe de wireless olmazsa olmaz ama herhangi bir sorun oluşması durumunda, örn; cumburbaşkanına twitterdan hakaret edildiğinde dış ip olarak bizim kafe gözükürde, bizim kafeye polis gelirse, pfsense kullandığımız için; istenilen saatte o adrese kimin girdiğini ve cep telefonunu verebilirim.

O kadar çok şey var ki; kafe yolunda giderse, yanına bir elektronikçi bile açabilirim. Elektronik tamir işine girebilirim veya bilgisayarcı açarım. Hatta iyisi mi avize takmasından tut bilgisayar formatından web sitesine kadar geniş bir yelpazede hizmet veririm.

Oradaki myo’dan liseli ve konuyla ilgili bir iki genç alırım yanıma. Bakmışım aradan 10 yıllar geçmiş, mutlu mesut yaşarım karımla. Sabahın 5’inde dükkanımı da açmaktan gocunmam, akşamın 9’unda kapatmaktan da. işte böyle!

– Benim hep işportacı olma hayalim vardı. Senin de esnaf olma hayalin var.
– Olur mu olur. En sevilen Kafe sahibi işletmecisi ve aynı zamanda kendi yağında kavrulan istediği an dükkana 10 dakikaya geleceğim yazan samimi insan smile
– Güzel hayal. Bence hayallerin böyle samimi ve içten olması gerekiyor. Facebook gibi bir kuruluş kuracağım, hizmetimde milyonlar çalışacak. Herkes bunu yapacak değil! Keyfi isteyene güzel ve kaliteli hizmet vermek istiyorsun!
– Elektronik, pc, yazılım vs zaten hobin olduğu için kendini hiç çalışmış hissetmeyeceksin.
– Mantıklı bende bisikletle alakalı işler için böyle düşünüyordum.

Peki şimdi ne yapacağız? smile

– Ne yapmak istersin?
– Önce senin önerini alayım.
– Belki küçük şehirlerde yaşam mücadelesi daha kolaydır.
– Mutluluk da daha güzel yaşanır paylaşılır.

Ben hayalimi zaten paylaştım. Yapmak istediğim şey bu ama temiz sayfa şart!

– Gerçekten hissettiğin bu değil mi?

nasıl yani?

– Sonrasında kurumsal güçlü firmalarda çalışma imkanını ittiğin için pişmanlık duyma!
– Gerçi kurumsal firmalarla proje bazlı orada da çalışırsın.

Ruhum hep küçük esnaf dükkanı arayışı içersinde, o samimi tatlı kendi yağında kavrulan adam olmak için gelmişim dünyaya. Yükseklerde gözü olmayan. Bmw olması önemli değil ben mutlu olmadıktan sonra vosvos işimi gördükten sonra…

Mutlu olmak aslında kolay işleri biz insanlar zorlaştırıyoruz bitmeyen isteklerimizle.

– Tamam sen hayalinin adamısın !

*Katkılarından ve desteklerinden dolayı eşim Özlem OKTAY’a teşekkür ederim. Herkese mutlu günler! wink

« »

Sizde yorum yapabilirsiniz.