8 Nis 2016 - Yazı Dizesi    Yorum Yok

Kısım 12

« »

Bir haftanın daha sonuna gelinmişken, zamanın akıp geçmesinin yanı sıra, halen yazabiliyor olmak güzel bir duygu. Fakat ciltler dolusu kitap da yazıyor olsam… Yukarıda da bahsettiğim üzere, aklımıza gelenleri tam anlamıyla herhangi birine aktarmak henüz mümkün değil.

Tam anlamıyla teknolojik olarak örnekleyecek olursam, bulut yapısı gibi düşünülebilir. Cep telefonunda çektiğimiz fotoğraflar icloud, google drive veya dropbox gibi birçok bulut alanına ücretsiz olarak senkronize edebiliyoruz. Böylece bu fotoğrağlar telefonumuzdan silinse bile bulutta duruyor olacak. Aynı zaman bulut üzerinden de dosyalar evdeki bilgisayarımıza aktarılıyor olacak. Bunu telefon ve bilgisayar olarak düşünmeyelim. Kapasiteleri eş değer olsun. Yoksa vereceğimiz örnek işe yaramaz, yani telefon tek taraflı işlem yapıyor yedekleme üzere, bilgisayardaki dosyaları kendine senkronize etmiyor. Keza edemez çünkü kapasitesi yetmez. Yani dengi dengine bir işlemde bahsedelim. Teknoloji betimlemesi üzerinden insanları anlatmak keyif verici olmaya başladı.

İki tane bilgisayarımız var ve birini evimizde kullanıyoruz. İçerisinde bütün iş ile ilgili aynı zamanda kişisel dosyalarımız da var. Bir de iş bilgisayarımız var. Eve geldiğimizde çalışmamız lazım. Bu durumda ne olmasını isteriz? İş bilgisayarımızda bulunan dosyarın ev bilgisayarında da olmasını tabi ki! Ancak son hali iş bilgisayarımızda kalmış olabilir. İşte bu durumda bahsettiğim bulut teknolojisi üzerinden ücretli veya ücretsiz servisler aracılığıyla sağlanan senkronizasyon söz konusu.

Peki nasıl işliyor bu senkronizasyon? Aslında çok basit, son değişiklik yapılan dosya hangi bilgisayarda ise, bunu buluta atıyor. Bulut’da “arkadaşlar yenisi geldi buyrun”, deyip hop dağıtıyor. Düşünsenize son değişikliği iş yerinde yaptınız ve hop evdeki bilgisayarınızı açtığınızda dosyanın günceli geldi. Kaldığımız yerden çalışmaya devam. Ama ya bulut bunu algılayamıyor olsaydı. Yani o zaman hangisi yeni? Hangisi güncel? İşte o zaman devreye usb bellekler giriyor. Buraya kadar herşey tamam!

Ancak iş bilgisayarında evdeki kişisel dosyalarımızın yer almasını istemeyiz. Yani tabi ki bulutta yedeği olsun dosya kaybı yaşamayalım. Fakat iş yerinde ki bilgisayarda da benim ev halimin fotoğrafının ne işi var, öyle değil mi?

Şimdi gelelim teknolojiyi uyarlamaya…

Bulut kullanımda tercihi neye göre yaparsınız?
Ben bilgisayar uygulamasının hızına bakarım ve maliyetine birde mobil uygulaması olup olmadığına, en önemlisi ise buluttan dosya senkronizasyonu olurken bilgisayarım yavaşlamamalı öyle değil mi?

Hadi uyarlayalım…

Evde ki bilgisayar benim yani Ati.
Bulut da hayatımda olmasını tasarladığım kadın olsun.
İşte ki bilgisayarımda yakın dostlarım vb. olsun.

Evde ki bilgisayar, yani ben aklımda milyonlarca düşünce, bir sürü çılgın proje ve birçok anı ve hatıra. Aynı zamanda tüm bunlar her saniye siliniyor veya yenisi ekleniyor. Silinmek yerine hatırlanması zorlaşıyor denilebilir.

Bulut da, yani hayatıma almayı tasarladığım kadın da, benim her anımı ve halimi, her düşüncemi biliyor olmalı. Hatta birazda yapay zeka katalım. Aynı zamanda aklımda geçenleri anlayabiliyor olmalı. Anlayabiliyor kısmı da senkronizasyon anı olsun yani henüz yeni dosya buluta yüklenmedi upload oluyor. smile

İşte ki bilgisayar, yakın çevre ve aile olsun dedik ya; birçok anıyı, güzel şeyleri hayatımızın büyük kısmını onlarla da paylaşmak istiyoruz. Ama kimse kalkıp da çok özel sağlık sorunlarından veya özel dertlerini durduk yere anlatmak istemez. Yani bu verinin otomatik olarak biliniyor olmasını… Düşünsenize arkadaş çevrenizden birisi karşılaştığınızda “miden bozulmuş, geçmiş olsun.” dese, ardından da ‘Son güncellenme : 3 dk önce’. Yani böyle bir şey olsun istemeyiz. Zaten bu bilgiyi paylaşacaksak, buluttan özel erişim linki oluşturup, o kişiye mail atarız. wink Veya iş bilgisayarında ki senkronizasyon ayarını değiştiririz değil mi? O klasörde bu bilgisayara senktronize olsun deriz…

Ancak akşam eve geldiğinizde kapıyı açan kadın, birkaç saniye sonra senkronizasyon tamamlandığında. Yani yüzünüzde ki ifadeden ve beden dilinizden sizin neyiniz olduğunu tahmin edip, sizinle ilgilendiğinde, işlem başarılı.

Bu konuyu çok güzel işlemek lazım… Yemeğe çıkayım en iyisi. Ayıptır söylemesi karnımızı da doyurduk, çok şükür. Şimdi başarılı bir anlatım yapmak için ve yazdığım satırların siz değerli okuyucularıma tam anlamıyla aktarıldığına kendimi ikna edebilmek adına ufak bir topoloji görseli üzerinden olayı izah edeyim. Yoksa beyinlerimiz fatal error verecek.

Anneler web arayüzünden erişir ve ruhun duymaz. -> Altıncı hisleri acayipleri, herşeyleri bilirler.

bulut seçimi -> eş seçimi

arayış -> tam senkronizasyon (çift taraflı sırların kalmadığı) -> üst versiyon kafa denkliği, sosyal statü ve anlaşma

bulut hizmetini veren datacenter yani firmalar -> inanışlar ve sığınmalar

fiyat performans / depolama seçimi -> ihtiyaca ve arayışa göre değişir.
(kusurluysan -> kusurları görmezden gelmelisin)=tamamen yanlış
seviyorsan -> kusurları görmezsin zaten.

bulut kullanımı -> şifreli ve iki adımlı doğrulama kullanımı -> ince eleyip, sık dokuma
bulut kullanımı -> basit, var mı var -> nefes alsın yeter ve tek gecelik ilişkiler

bilgisayarın çökerse -> dosyaların var ancak kurulması gereken programların var,
  bir ilişki bitti, bir sürü tecrübe edindin. Ancak hayallerin yıkıldı ve var olan tecrübeyi kullanmak için, bilgisayarın işletim sistemini de programları da yeniden kurman lazım.

– aralardan –
Ancak kusura bakma dostum bize sadece bir tane bilgisayar (beden) ve bir tane kurulu işletim sistemi (ruh) veriyorlar. Yani yorulmuş ruhunu antivirüslerle veya akıllı hamlelerinde düzeltmen lazım. İster manuel temizlik yap ve kayıt defterindeki değerleri komple sil. İster yavaş çalışan bilgisayarınla boğuş. Bilgisayarı çöpe atmak günah, affı yok. Dolayısıyla bu ihtimali unutalım. Yani bilgisayarını değiştiremezsin, işletim sistemini komple silemezsin. Ancak yıpranan ruhunu yenileyebilirsin. (İşletim sistemini dosyalarını silmeden yükseltebilirsin)
– yazar ati –

Çok fazla dosya olunca, tüm içeriği hatırlamak imkansız. Depolama kapasitesi önemli değil.

Bir kitabın sonlarına geldiğimizde başında ki tüm detayları tamamıyla hatırlamak zor. Hatta kitap bitip, üzerinden biraz da zaman geçtiyse sadece ana hatlarını hatırlıyoruz.

Aynı şekilde izlediğimiz bir filmi de anlatmak çok kolay bir durum değil.

Tüm bunları zaten biliyor olmama rağmen, anılarımın ve hatıralarımın bir yansımasına hayatımı adayacağım kadına komple aktarmak istiyorum. Neden?

« »

Sizde yorum yapabilirsiniz.