

Kısım 4
Gün içerisinde aldığımız basit kararların nasıl gerçekleştiğini biraz da olsa algılayabilmeliyiz. Bir çoğunu otomatik pilotta yapıyoruz. Bazıları sanki alışkanlık gibi olmuş hayatımızda, hatta yürümek gibi, beynimiz o kadar mükemmel bir organ ki sadece hayati fonksiyonlarımızı yerine getirmemizi sağlayacak elektrik sinyallerini yorumlamanın yanı sıra, aynı zamanda bir spam mail filtresi gibi bazı hareketleri otomatikleştirip, hayatı kolaylaştırmamıza olanak sağlıyor ve farkında bile olmuyoruz. Bu konuyu detaylandırarak boğmak ve boğulmak istemem… Ancak biraz üzerine konuşmak isterim. Şu an bu yazıyı yazarken bile, klavyeye bakmadan otomatik bir şekilde yazmamızı sağlıyor bu mükemmel organ, tıbbı anlamda bakacak olursak bir çok iç organın kontrolü onun otomatik kontrolleri içerisinde yer almakta. Mesela nefes almayı unutmuyoruz. Dünyaya geldiğimizde standart beyin donanımımız da yer alan otomatik fonksiyonlardan değil de sonradan öğrenip ve otomatikleşmiş olanlardan bahsetmek istiyorum. Yürümek, bisiklete binmek, yazı yazmak, konuşmak, yüzmek, okumak ve tabi ki duygular. Korku, heyecan, tedirginlik, sinir, mutluluk, nefret,… bunun gibi bir sürü duygu veya hissiyat. Hatta sınırlarımızı zorladığımız taktirde 5 duyu organımızı bile kontrol etmemize olanak sağlıyor. Yani beyin gelen sinyalleri yorumlayıp bize hissiyat olarak çevirdiğinden, istersek soğuğu hissetmeyebiliriz… Her neyse bu konuyu belki başka bir zaman ele alabilirim. (Soğuğu istersek hissetmeyebiliyoruz, ancak bu vücudumuza zarar vermemize engel teşkil etmiyor….)
Devamını Oku »