

Kasvetli Gün – Bölüm 3
Düşünmemeye çalışıyordum. Arkamda biri var veya yok. Sonuçta bu fırtınada katil bile olsa sokakta ne işi var? Bu fikir beni rahatlatmıyordu bir türlü. Farklı bir çözüm bulup, ürettiğim veya içinde bulunduğum sorundan bir an evvel kurtulmalıydım.
İleride sokağın bittiği yerden sola içeri doğru girecek ve fırının orada bekleyecektim. Eğer arkamda biri varsa, onu da görmüş olacaktım. En kötü ihtimalle o da sokağa girerse fırına sığınabilirdim. Hızlıca köşeyi döndüm ve beklemeye koyuldum. Kafamı köşeden hafifçe çıkarıp, bakmak istiyor ama yapamıyordum. Tekrar ayak seslerine konsantre olmaya çalışıyordum. Ancak rüzgardan sokağın içerisinde oluşan uğultudan ve hışırdayan yaprak seslerinden hiçbir şey duyamıyordum.
En kötü ihtimalle fırına koşar oradan birilerinden yardım isterdim veya diğer tarafta merdivenlerin altında duran üzeri kar tutmuş odunlardan birini alır ve kendimi savunmak için kullanabilirdim. Tüm bunları yapamaz ve yaralanırsam da hemen telefonla yardım çağırabilirdim. Bu kadar şeyi düşünmeme rağmen ne gelen vardı, ne giden! Saate baktığımda yaklaşık beş dakikadır aynı yerde beklediğimi farkettim.
Servise geç kalmak istemiyordum. Sonrasında otobüsle gitmek bir işkence haline dönüşecekti. Üstelik bir sürü tırı vırı olacaktı. Tekrar yola koyulmadan önce, fırından sıcacık kaşarlı bir poğaça ile mideme ziyafet çekebilir ve rutin hayatıma geri dönebilirdim. Cep telefonumdan tekrar saate baktım. Ufak bir atıştırmalık alışverişinin ardından adımları biraz daha sıklaştırırsam geç kalmayacaktım…
Çoğu zaman üzerimde nakit taşımadağım ve ihtiyacım olursa ATM’den çekerim mantığında hareket ettiğim içim üzerimde para var mı diye, ceplerimi yoklamaya başladım. Cebimden sadece 50 kuruş çıktı. Yapacak birşey yok iş yerine varınca büfeden bir şeyler alır, ATM kartı ile öderim nasılsa. Bir yere gitmem gerekirse de, yol üstünde bir ATM’den para çeker ve sıkıntı yaşamam.
Belki de fırında ATM kartı kullanabilirdim, bir poğaça almak yerine 4-5 tane alırım, öyle kart kullanırım böylece adamlara ayıp olmaz, iş yerinde de birilerine veririm. Böylece arzulamış olduğum ziyafete kavuşmuş olurum. Fırına doğru ilerlemeye başlayacaktım ki; bir elin sağ omzuma dokunmasıyla irkildim.
– Üçüncü Bölüm Sonu –