29 Nis 2010 - Günün İçinden    2 Yorum

Tekrarı bitmeyen günler

« »

27 Nisan 2010 Salı

Yine hava kapalı ve umutsuzluk nehrinde bir gün yaşanmaktaydı.
Hani yazmak isteyip de yazamamak var ya,
İşte öyle bir zaman akıp geçiyordu bedenimden
Müzik, hava ve çeşitli sesler enerjimi emiyor yine

Yine metrobüste bir yerlere yetişilmeye çalışılıyordu.
Hani haykırmak isteyip de sesini çıkaramamak var ya,
İşte öyle bir ruh hali vardı üzerimde
Siyah tonların ağırlığını kaldıramıyordum yine

Yine zamanın geçmesi için saniyeler kovalanıyordu…
Hani günün bitmesini isteyip de, güzel geçme ihtimalinden korkmak var ya,
İşte öylece bakıyordum saate ve insanlara
Hayallerin her zaman gerçekleşmeme ihtimalini bile bile…

Yine tanıdık yüzler ve sesler vardı etrafımda.
Hani bir yandan onlarsız yapamayıp, bir yandan da yalnız kalmayı istemek var ya,
İşte öylece çekip gitmek istiyordu Ati
Sayfanın sonuna gelip de arkaya geçmek gibi.

Yine dörde katlanmış bir kağıda sıçratılan mürekkep!
Hani o çizgiler bir araya gelince anlamlı oluyor ya,
İşte benim için artık bir o kadar anlamsızdı bu dünya
Sanki çaresi veya çözümü var; sonu bilinmeyen denklemlerin.

Yine insanlar birbirlerini gözlemlemekte…
Hani herkes birbirinin kafasındakileri okuduğunu zanneder ya,
İşte öyleymişçesine gözlerimin içine bakmaktaydılar.
Her güzel şeyin bir sonu olmak zorundaymış gibi.

Yine monoton, planlı ve programlıydı…
Hani kaçamak yapıp, ertesi gün aynı dehşeti yaşamak var ya,
İşte bu yüzden işe yaramıyordu hiçbir şey
Dursun dünya ben ineceğim dercesine.

Yine yazarken rahatlayacağını ummak gibi
Hani insan kendi kendinin doktoru derler ya,
İşte öyle bir şeyin olmadığını ispatlamak istercesine…
Bazen sohbet edecek kişilerin hiçbirinin yetmeyeceğini bile bile.

Yine o kaçamak bakışlar var beyaz sayfamı dolduran bu anlamsız çizgilere
Hani sanki beni anlayabilecekmişsin gibi
İşte insanın hevesinin kırıldığı anlar…
“İmdat…!” desem neye yarar sanki?

Yine ineceğim yere bir durak kala…
Hani susmak veya durmak isteyip de, yapamamak gibi
İşte öylece yolun sonunu beklemek yeterli sanki
Her şey bir ders sanki tüm canlılar için

Yine zamanın önüne geçemedi bu Ati
Hani durdurabileceğini hissedip de, elinden hiçbir şey gelmediğini bilmek gibi
İşte öyle bir an geldi ki vedalaşma zamanı şimdi.
Artık iniyorum metrobüsten, ardımda tüm satırlarımı bırakarak.

Not: Metrobüste, zincirlikuyu-sefaköy yolcuğu sırasında kaleme alınmıştır.

Atilla OKTAY

« »

2 Yorum

  • yolda giderken veya dönerken bi yerden mutlaka bir yazı bir şiir ve güzel yazılar çıkıyor her zaman bunun nedeni olarakda can sıkıntısı yada yazıyım güzel bir yazı çıkar v.s ama etrafa baktıgın zaman deniz veya agaç yada yol bir iki dakka baktıgın zaman eger bide şarkı dinleyip hayale dalıyorsan satırlar yetmez yazmaya bunu bende bazen yapıyorum atilla kardeşim yazın çok güzel begenerek okudum devamını bekliyorum.

  • Devamı vakit buldukça gelecek kemocum. Aynen dediğin gibi yazma anı geldiğinde bir telefon ekranı dahi yeterli oluyor çoğu zaman. ;)

Sizde yorum yapabilirsiniz.